Tasarım odaklı düşünme (design thinking) kullanıcı odaklı, yaratıcı ve katılımcı bir problem çözme metodolojisidir. Kullanımının her alanda yaygınlaşmasının nedeni ise yaratıcılığı beslemesi ve yenilikçi fikirlere yer açması. Tasarım odaklı düşünme metodolojisini her türlü ürün ve hizmet geliştirmesinde kullanarak öncülük eden Apple, SAP, Airbnb, Pixar, Cisco gibi birçok şirket başarı hikayeleri yazıyor. Bu sayede ürün ve hizmet verimlilikleri yüzde 200’lerin üzerinde artabiliyor. Bundan 30 yıl kadar önce “Yaratıcı insanların olduğu bir çevrede çalışmak istiyorum” diyen David Kelley, kendi tasarım şirketini kurdu (IDEO) ve yıllardır hem Standford University’de hem de iş çevresinde insanların yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardım etmek için tasarımı kullanmalarını sağlıyor.
Dünya hızla değiştikçe ihtiyaçları öngörmenin ve özelleştirmenin daha da zorlaştığını düşünüyorum. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi “Nasıl ki müşteriler alışkanlıkları değiştikçe ürün/hizmet sağlayıcıların da bu duruma ayak uydurmasını bekliyorsa, çalışanlar da işverenlerden benzer yaklaşımı benimsemelerini bekliyor.” Tasarım odaklı düşünme her ne kadar ürün ve hizmetlerin tasarımı için yola çıkmış bir düşünce şekli olsa da artık değişen ihtiyaçlara cevap aranan, inovatif yaklaşım gerektiren birçok konuda yararlanılabilecek bir metodoloji. Ayrıca insan kaynakları süreçlerinin geliştirilmesinde de gün geçtikte popüler hale geliyor. Özellikle yeni kuşakların iş yaşamında daha çok yer almasıyla bu gereklilik daha da kendini gösteriyor.
Dünyaca ünlü endüstri analisti Josh Bersin, çalışan deneyiminin iyileştirilmesi için fiziksel çevreden başlayarak insanların nasıl iletişim kurup etkileşimde bulunduğuna; işe alım, eğitim ve değerlendirme süreçlerinin nasıl yürütüldüğünden yöneticilerin zamanını nasıl geçirdiğine kadar birçok konunun göz önüne alınması ve çalışan deneyiminin uçtan uca yeniden tasarlanması gerektiğini belirtiyor. Böylece insan kaynakları yönetiminde hem dile getirilmeyen sorunlara çözüm aranabilir hem de hızla değişen ihtiyaçlar öngörülebilir. Dünyada da bu uygulama yaygınlaşmaya başladı. Örneğin Avustralya’nın lider telekomünikasyon şirketi Telstra, tasarım odaklı düşünme metodolojisini kullanarak 90 günlük bir onboarding deneyimi geliştirdi.
“Organizasyonlar için çalışanla sürdürülebilir bir ilişki kurmanın önemi her geçen gün artıyor. Peki çalışan deneyiminin iyileştirilmesinde tasarım odaklı düşünme metodolojisini nasıl kullanabiliriz?”