Stratejik İşe Alım, Sürdürülebilir Başarı.
  • defacto
  • ai
  • cat
  • odea

Krizlerden Yükselerek Çıkmak İçin Bir Strateji

Krizlerden Yükselerek Çıkmak İçin Bir Strateji

Küreselleşme ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte sınırların ortadan kalkması; insanların, şirketlerin ve hükümetlerin birbirine daha yakın hale gelmesi, yani bir nevi bütünleşmesini sağladı. Bu da, her türlü etkileşimi daha belirgin ve bu etkileşimlerin boyutlarını daha yaygın hale getirdi. Bu durum küreselleşmenin olumlu etkilerinin görülmesine katkı sağladığı kadar, ekonomik anlamdaki olumsuz etkileri de bir o kadar artırdı. Dünya tarihine geçen büyük ekonomik krizler de bu durumun çok açık bir göstergesi.

1878’de üretimin, talebin çok üzerinde olması nedeniyle piyasada oluşan nakit sıkıntısı, New York Menkul Kıymetler Borsası’nın 10 gün süreyle işleme kapatılmasına neden olmuş, zararına satışlarla şirketler iflas etmiştir. Özellikle 1929’daki Büyük Buhran, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasındaki etkisi nedeniyle global krizlere önemli bir örnek. Borsaların en çok değer kaybettiği gün olarak tarihte yerini alan 1987’deki Kara Pazartesi ise, bir haftada tüm dünyada etkisini göstermiştir.

2008 yılında başlayan ekonomik kriz Büyük Buhran’dan sonra global etkisi ve süresi bakımından en büyük kriz olarak anılır, hatta bazı kaynaklar bu krizin etkilerinin Büyük Buhran’ın da ötesine geçtiğini öne sürüyor. Uzmanlara göre 2000’li yılların başından itibaren görülen düşük faiz oranları ve parasal genişlemeler makro ekonomik istikrarın sağlanmasına ve ABD’de merkez bankasına olan güvenin artmasına neden oldu. Bu güvenli ortamın etkisiyle riskli konut kredilerinin verilmesi ve konut sahiplerinin kredileri geri ödemesi konusunda yaşanan aksaklıklar ise piyasada tedirginlik yarattı. Sonrasında kredilerin de geri çağırılmasıyla konut piyasası değer kaybederek mortgage sisteminin çökmesine neden oldu ve büyük finans şirketlerinin batmasıyla kriz tüm dünyaya yayıldı. Kriz Avrupa Birliği ülkelerinde de çok etkili olmuş; Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya gibi ülkeler kriz çıkmazı içerisine girmiştir.

“Müşterinin Sesini Dinle": Yalın düşüncenin ardındaki ana fikir, süreçleri değerlendirirken müşteriye değer sağlayacak aktivitelere odaklanmaktır. Değer yaratmayacak süreçler, kaynaklar, hareketler ve stoklar vb. gibi konular israf olarak görülür.