Çalışanların memnuniyetini sağlamak için faydalanılacak kaynaklardan birisi, jenerasyon kategorileri. Jenerasyon kavramı geçmişte aile ilişkileri içerisinde kullanılırken; batılılaşma, modernleşme ve sanayileşme ile yakından ilişkili olan sosyal jenerasyon kavramı, ilk olarak 19. yüzyılda anlamını kazanıyor. 1863’de Fransız sözlük bilimci Emile Littré, jenerasyonu, yaklaşık olarak aynı zamanda yaşayan insanlar olarak tanımlıyor.
Türkiye’de ise bu tartışmalar nüfusun yüzde 35’ini oluşturan Y kuşağının iş hayatına katılımı, hatta yönetim kademelerindeki yerlerinin artmasıyla daha çok hız kazandı. İnsan kaynakları yaklaşımları ve projeleri bu konuya daha çok yoğunlaşmaya başladı. Bu gelişmeleri desteklemekle birlikte konuya G. Bernard Shaw’un şu sözüyle devam etmek istiyorum “Bu söylediğim de dahil olmak üzere, bütün genellemeler yanlıştır.” Jenerasyonlar teorisini benimsiyorum ve önemsiyorum ancak insanları sadece doğdukları dönemle kategorize etmeyi sakıncalı buluyorum. İnsanları bireysel olarak ele almanın bu işin bir sonraki aşaması olduğunu düşünüyorum. Müşteri odaklı yaklaşımlarda da bu böyledir, tabii ki hedef kitleler ve özelliklerinin tespiti önemlidir ama toplu kampanya mesajlarının işe yaramadığı hatta rahatsız edici boyutlara ulaştığı da yaşadığımız önemli deneyimler arasında.
Ekip kurmanın incelikleri
Jenerasyonların belirgin özelliklerini dikkate almak, doğru analiz etmek ve bunu organizasyon yapısına entegre edebilmek başlangıç noktası sayılabilir. Sonrasında ise yaklaşımlarımızı genellemelerden uzak, kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş metotlarla destekleyebiliriz. Özellikle çok uluslu şirket kültürlerinde genel kategorizasyon daha da sakıncalı olabiliyor. Ekibin çalışma ortamındaki benzerlik ve farklılıklarını anlayabilmek önem arz ediyor. Bu noktada lider kadrosu da önem kazanıyor. Harvard Business School profesörü ve Medtronic’in eski CEO’su Bill George “Çeşitlilik daha iyi kararlar almaya yol açar, ayrıca liderlerin de fırsatları olduğunu hissetmelerini sağlar. Örneğin liderlerin çeşitliliği, hizmet ettiğiniz müşterilerin çeşitliliğini yansıtmalı” diyor. Yönetici kadrosu çeşitliliği bakımından Unilever’in çok iyi bir örnek olduğunu belirtiyor.
“Hadi artık birlik ve beraberlik için, motivasyon yemekleri ve geziler organize etmenin yetmediğini kabul edin, gerçek bağlar yaratmaya ekibinizi tanımakla başlayın!”